MUHAMMED KESKİN HOCAEFENDİNİN MARİFET DERGİSİNDE BU AYKİ MAKALESİ
MUHAMMED KESKİN HOCAEFENDİNİN MARİFET DERGİSİNDE BU AYKİ MAKALESİ

Kullarının kalpleri (kudret) elinde olan dilediğine hidayet buyuran ve dilediğini (kendi iradelerini şerre kullandıkları için) saptıran Allah-u Teâlâ Hazretlerine sonsuz hamd-ü senalar olsun. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Rasûlüllah Efendimize (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ve o rahmetten kâmil pay sahibi olan âl-u ashabına salat-ü selam olsun.

Değerli okurlarımız!

Hem İslam âlemi hem de vatanımız hassas ve sıkıntılı günler yaşamaktadır. Silahını devletine, milletine doğrultan ve acımasızca halkını, devletinin polisini katleden canilerin darbe girişimini Allah’ın lütfu, dostlarının himmeti ve aziz milletimizin cansiperane gayretleriyle atlatmış bulunuyoruz. Yetkililerin ifadelerine göre tehlike henüz tam olarak geçmiş değil. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza kâmil şifalar diliyoruz. Allah tekrarından muhafaza eylesin. Vatanımızın, devletimizin ve milletimizin birliğine kastedenlere fursat vermesin. Bütün İslam coğrafyasını belalardan, musibetlerden, düşman işgalinden ve her türlü terör eyleminden korusun. Âmin…

Mahmud Efendi Hazretlerinin hizmetkârları olarak gücümüz yettiği kadar şeyhimize hizmet etmeye ve sevgili mürşidimizden gördüğümüz, öğrendiğimiz gibi hangi şartlarda olursa olsun hakkı söylemeye gayret ediyoruz. Ucuz kahramanlık değil maksadımız. Önceliğimiz dini ve milli değerlerimizi bozulmadan sonraki nesillere ulaştırmaktır.

Olayları sünnet-i seniyye kefesinde vahiy terazisiyle tartıp meşayıh süzgecinden geçirerek ehli İslam’a arzediyoruz. Hatamız yok demiyoruz lakin başkalarının da hatasız ve kusursuz görülmesini kabul etmiyoruz. “Rasûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in günlük hayata tatbik edilen dört bin küsur sünneti vardır. Üçünü terkettiğimi gören arkamda namaz kılmasın.” diyen bir zatın ışık tuttuğu yolda yürümeye çalışıyoruz. Onun himmeti, bereketi, duası ve himayesiyle Allah’ın bizlere yüklediği vazifeleri eda etmeye o büyük müceddidin tecdid hareketini yaymaya gayret ediyoruz. Bunu yaparken onun siyaset üstü tavrını örnek almaktayız. Hiçbir zaman siyaset sahasına inmedik. Gördüğümüz yanlışları dile getirmekten, halkımızı, hocaları, siyasileri ve devlet büyüklerini uyarmaktan da geri durmadık.

Kur’an ve sünnete göre hayat süren şeyhlerine muhalefet edenlerin, siyasilerin hataları söz konusu olduğunda bağnazlaştıklarını taassupla hareket ederek aşıkcasına onların yanlışlarını savunduklarını gördük. Siyaset-siyasetçi sevgisinin şeriat ve tarikatın önüne geçtiğine şahit olduk. Hâlbuki siyasiler peygamber gibi masum, veliyyulluh gibi mahfuz ve hatasız kimseler değildirler. Ne onların ne de âşıklarının eleştiriye ve ikaza tahammüllerinin olmaması, doğru bir tutum değildir. ‘Kula kul olmayın’ deniliyor ama herkesten kulluk sadakati ve teslimiyeti bekleniyor dahası dayatılıyordu. Ehli Kur’an olanlara ‘siz anlamazsınız’ deniliyor siyasetçilerin her yaptığına ince hikmetler olduğu hayalleriyle alkış tutuluyordu.

Bizler ise ümmetin salahı ve devletin bekası için Ehlisünnet inancını ve Anadolu’nun değerlerini savunmaya, dik durarak uyarmaya devam ettik. Diyalogçulara (paralel) karşı ikaz ettik ergenekoncu damgası yedik ama zaman bizi haklı çıkardı. Çözüm sürecini eleştirdik paralelci denildi ancak yine zaman bizi haklı çıkardı. Ortaya koyduğumuz mevzular hayali iddialar değil, gözle görülen hakikatlerdi. Yalan söylemedik, kimseye iftira etmedik. Bize yalancı veya iftiracı diyemediler, karşımıza çıkıp hiçbir münazarada bulunamadılar. Sadece; gerçeği örtmek, yanlışları gizlemek, önyargı oluşturarak insanların düşünmelerine mani olmak için fitneci yaftasıyla saldırdılar. Yıkmaya, bertaraf etmeye hatta hapsettirmeye çalıştılar. Mahmud Efendi Hazretleri gibi büyük bir Allah dostu müceddidin manevi kudret ve tasarrufunu akledemeyenler hep arkamızda başka mihraklar, bağlantılar, örgütler, gizli güçler aradılar. Bulamayınca uydurmaya, yakıştırmaya, iftira etmeye çalıştılar.

Bu süreçte meşhur olan-olmayan bazı hoca efendiler de bizi haklı davamızda yalnız bıraktılar. Onlara zor zamanlarında, yalnız kaldıklarında, dışlandıklarında destek olmamıza rağmen gücün yanında saf tutmalarını, aleyhimize gizli-aşikâr beyanat vermelerini, bile bile iftiralara iştirak etmelerini unutmayacağız. Allah’ın inayeti, dostlarının bereketi bir de ağzı dualı aksakallılarımızın takviyesiyle yolumuza devam edeceğiz inşallah…

Hele ki cemaatimizin içindeki senelerini geçirmiş hocaefendilerin, siyasilerin ehlisünnete ters düşen eylem ve söylemleri karşısında sus-pus olmaları, hakkı söylemekte dut yemiş bülbüle dönmeleri, onlara toz kondurmamaları gerçekten hayret verici. Kendi evlatları, torunları tasavvufa şirk dediğinde mi, mezhepsiz olduklarında mı, hadisleri inkâr ettiklerinde mi akılları başlarına gelecek bilmiyoruz.

Allah-u Teâlâ Hazretleri idarecilerimizi Peygamber Efendimizin şu hadis-i şeriflerinde geleceklerini haber verdiği idarecilerden olmaktan muhafaza eylesin:

سَتَكُونُ بَعْدِي أَئِمَّةٌ يَمْلِكُونَ رِقَابَكُمْ يُ

Kaynak: Marifet Derneği

Facebook Twitter Google Plus Embed Kodu
4610
izlenme
Yorumlar
Yazdığınız yorum en az 4 karakter olabilir! Kalan karakter sayısı : 1250
  • Henüz yorum bulunmamaktadır!
  • Daha Eski Yorumlar

EN ÇOK İZLENENLER